Chivas Regal’in Başharmancısı Colin Scott
Chivas Regal şişelerinin üstündeki imzasıyla tanıdığımız, sektörün duayen isimlerinden ünlü başharmancı Colin Scott geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Meleklerin Payı’na özel bir röportaj veren Scott ile Chivas Regal’i konuştuk

Chivas Regal’in Başharmancısı Colin Scott
Chivas Regal’i uzun uzun anlatmama gerek yok. Daha 1800 lü yılların ortalarında yarattıkları harmanlarla premium harman viskinin öncülerinden sayılan John ve James Chivas kardeşlerin bu eseri günümüzde farklı ekspresyonlarıyla dünyanın hemen her köşesinde büyük bir zevkle tüketilmeye devam ediyor.
Chivas Regal şişelerinin üstündeki imzasıyla tanıdığımız, 1997’de Chivas 18, 2007’de Chivas 25 ve geçtiğimiz günlerde Türkiye’de de viskiseverlerin beğenisine sunulan yoğun şeri aromalı Chivas Extra‘yı yaratan, sektörün duayen isimlerinden ünlü başharmancı Colin Scott geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Chivas Extra için düzenlenen Extraordinary davetinden önce Meleklerin Payı’na özel bir röportaj veren Colin Scott’la Chivas Regal’in yaratım süreçlerini, viski harmanlamanın inceliklerini ve Chivas’ın büyük başarısını konuştuk:
Merhaba Colin, İstanbul’a hoş geldiniz, tanıştığımıza çok memnun oldum. Türkiye’nin ilk viski blogu olan Meleklerin Payı’nda viski kültürü üstüne yazıyorum, başdamıtımcılar ve başharmancılarla yaptığım röportaj serisi çerçevesinde bugün sizinle yüzyüze bu röportajı yapıyor olmak benim için çok heyecan verici. İlk sorum viski tutkunuzla ilgili, ne zaman başladı? Viski ne zamandır hayatınızda?
Babamdan dolayı viski ile çevrili bir ortamda büyüdüm. Damıtımevlerinde zaman geçirince, oradaki insanlarla bilikte olunca bilinçaltıma viskinin işlendiğini düşünüyorum. Bu süreçte viskiyle ilgili çok şey öğrendim. Babam “sorumlulukla içmek “ konusunda çok hassastı. İçkiden nasıl zevk alınır, nasıl içilir gibi konularda hep bizi eğitirdi. Yıllar sonra Pernod Ricard olarak “Dont Drink and Drive” gibi içkiyi sorumlulukla içmeyi öne çıkaran kampanyalar yürütüyor olmamızı çok önemsiyorum. İskoç viskisi herkese çok zevk veriyor, dinlenmelerini, kafalarını dağıtmalarını sağlıyor içkiye saygı duymak çok önemli.
(Bu sırada masamıza bir şişe Chivas Extra servis ediliyor)
Bu konudan bahsetmeniz güzel bir rastlantı oldu; daha bugün bir yazımda ben de babamın “evde için, çok abartmayın, sınırlarınızı evde kendiniz görün” gibi öğütlerinden bahsediyordum. Benzer şeyleri sizden duymak çok güzel. Ben bir kadeh alacağım siz de ister misiniz?
Tabii ki! (gülüşmeler)
Sıradan bir gününüzün nasıl geçtiğini soracağım ama sıradan bir gününüz varsa elbette?
(gülüyor) Bizim en büyük sorumluluğumuz tadın tutarlılığını sağlamak. Tutarlılığın en önemli bekçisi bizleriz. Tadım deneyimin hep aynı olması, bugün içtiğimiz Chivas Extra’nın yarın da aynı olması, Japonya’ya da gitseniz aynı tadı alabiliyor olmanız bizim için anahtar başarı kriteri, her şey kalite ve tutarlılıkta bitiyor.
Extra’dan bahsettiniz, Chivas Regal çok ekspresyon çıkaran bir marka değil; Extra’ya nasıl gelindi, nasıl bir süreç işledi?
Extra’yı dünyada geçen sene lanse ettik, aslında ilk noktada pazarlamadan gelen bir talepti. Chivas 12 ve Chivas 18 arasında bir ürün çıkarmak istedik. Chivas 12 ve Chivas 18 arasında büyük bir fark var ve arayı tamamlayacak bir basamağa ihtiyaç vardı. Tüketicilere 12 den sonra 18 e geçin demek ciddi bir talep. Extra hem bu boşluğu tamamladı hem de pek çok tüketici için Chivas a başlangıç viskisi oldu ve bundan çok memnunuz.
Çok güzel bir noktaya değindiniz, biz de geçenlerde bir tadım etkinliği düzenledik; Extra oldukça beğenildi ve pek çok katılımcıdan şerili bir single malt içiyor gibi yorumlar geldi.
Evet seçtiğimiz viskiler nedeniyle kuru üzüm ve şeri notaları çok daha yoğun.
Bu profille aslında Chivas 12 ve Chivas 18 profillerinden farklı bir tadım deneyimi sunuyor aslında Extra.
Kesinlikle; zaten yaptığımız bu, her viskimizi yaratırken kendine has bir lezzeti olmasını istiyoruz ama hepsinin de ortak Chivas karakterine sahip olması gerekiyor; tümü yumuşak içimli, zengin ve farklı rayihaların bir armonisi olmak durumunda. Seçtiğimiz viskiler farklı olduğu için tadım profilinde de farklılık oluyor. Elbette diğer Chivas larda oluğu gibi Strathisla tek maltı yine harmanımızın kalbi; seçtiğimiz diğer malt viskiler ve tahıl viskilerin hepsi kilit taşı gibi olan Strathisla nın çevresinde şekilleniyor. 12 de olan bazı viskiler Extra da da var, bunlardan bazıları 18 de yok mesela. 18 de olan bazı viskiler 12 ye hiç girmiyor.
Zaten siz başharmancıların sanatı da bu sanırım, biraz anlatır mısınız harmanlama sürecinizi?
Doğru, bu sanatın ilk adımı o ürünün yaratılması süreci. Kaliteli bir ürün yarattıktan hemen sonra bu tadım deneyiminin ve kalitenin tutarlılığını sürdürmek geliyor. Düşünün Chivas 18 e koyduğumuz viskiler 18, 19, 20 sene önce fıçıya girmiş viskiler. Chivas Brothers da yaptığımız şey, gelecek satış tahminlerine bakarak gereken milyonlarca litre viskiyi, hangi damıtımevinden ne kadar alınacağını veya bize ait 14 damıtımevinde ne kadar malt üretilmesi gerektiğini belirlemek. 14 ü bizde olabilir ama Chivas 18 in içine neredeyse 40-50 damıtımevinden viski var. Her sene yeni ve farklı karakterde viskiler fıçıya giriyor. Bu sene 18 yaşını doldurmuş bir viski geçen sene Chivas 18 yaparken kullandığımız viskiyle aynı olmayabiliyor. Bir harmanın içinden bir tane bile single maltı çekseniz bütün denge bozulur ve tadım profili değişir. İşte bizim görevimiz de bu, elimizdeki viskilerin yüzdeleriyle oynayarak ve tekrar denge sağlayarak 18 tadını sürekli korumak. Aynı markaya çok farklı maltlar girip çıkabiliyor.
Sizin işinizde beni en çok etkileyen ayrıntı da bu, sürekli farklı karakterde viskileri harmanlayarak aynı tadı aynı tutarlılıkla yıllarca devam ettirebilmek.
Yıllar içinde Chivas 12, Chivas 18 ve Chivas Extra harmanlarına giren viskilerin sayısı ve karakteri değişebiliyor. Harmanlama sanatı işte burada devreye giriyor. Tatları dengelemek ve aynı yumuşak ve lüks tadı dün, bugün ve yarın yakalayabilmek.
(Bu sırada bardaklarımıza Chivas Extra konuyor, Colin sürahiyi alıyor ve viskisini birebir oranında sulandırıyor.)
Viskinizi hep suyla mı içiyorsunuz?
Bu bir tadım alışkanlığı, biz 120 ml lik tadım kadehleri kullanıyoruz, bardağımızda 70 ml sıvı oluyor ve tadım yaparken %20 ye indiriyoruz. Bu nedenle içerken de su katıyorum. Kısa bir ara verelim ve viskimizin tadını çıkaralım. Sağlığınıza.
Slainte Mhath!
Türkçe’de şerefe diyoruz
Şerefe (gülüyor) İskoçya da Slainte Mhath kullanıyoruz “big health” (büyük sağlık) olarak çevirebiliriz. İrlandalılar slainte diyor sadece sağlık.
Viski 101 eğitimlerimde katılımcılara Slainte Mhath yazan bir slayt gösteriyorum “SılancıVa” okunduğunu öğrenince çok şaşırıyorlar, Galce ilginç bir dil…
Evet kesinlikle. %20 diyordum, %20’ye indirmemin en önemli nedeni alkolün kendisinin koku deneyimini bozmasını istememem, üstüste yüksek alkollü, cask strength veya %43 viskilerle çalışınca alkol burnu negatif yönde etkileyebiliyor. Viskilere su katınca alkolün agresif etkisini minimuma indirebiliyor ve sadece aromaların burnuma ulaşmasını sağlıyorum.
Yalnızca kokluyor musunuz yoksa her bardağa tadım da yapıyor musunuz?
Evet her viskiyi mutlaka tatmaya çalışıyorum. Ancak bazılarını tatmama gerek bile yok çünkü tadın ne olduğunu zaten burnumuz bize söylüyor.
Röportajın devamı için Sonraki Sayfa’yı tıklayın