Istanbul Coffee Festival
Istanbul Coffee Festival 20-23 Eylül tarihlerinde Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti

Istanbul Coffee Festival 20-23 Eylül 2018 tarihlerinde Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Yıllar içinde Coffee Festival’in gelişimini görmek gerçekten heyecan verici. Galata Rum Okulu’nda 30-40 standlı sıkışık bir etkinlikten koca bir konser alanında, 4 gün süren zengin bir festivale evrilmesi büyük bir başarı. 4 yıl içinde Istanbul Coffee Festival İstanbul’daki en zengin yeme-içme festivallerinden biri haline geldi. Avrupa’nın da en büyük kahve festivallerinden biri olma yolunda ilerliyor.
Festivalin 2 gününün hafta içine denk gelmesi bizim gibi kurumsal firmalarda çalışan kesim için büyük bir dezavantaj elbette. Aynı hafta sonuna denk gelen Contemporary Istanbul da üstüste binince sadece 1 gününe (Pazar) katılabildiğim festivalden izlenimlerim:
Kahve Kültürü
Elbette bu etkinliğin ana objektifi kahve kültürünü daha yakından tanımak ve farklı kahve evlerinin farklı şekillerde sundukları kahveleri tadabilmek. Bu sene de 100’ün üstünde katılımcı firma irili ufaklı standlarından ürünlerini kahveseverlerle buluşturdu; havadaki muhteşem kahve kokusunu tahmin edebilirsiniz sanırım.
Atölye Çalışmaları
Küçükçiftlik Parkı sahnesinin içinde ve yan tarafında kurulan Workshop odalarında pek çok atölye çalışması gerçekleştirildi. Demleme ve kavurma tekniklerinden, tat ve koku duyusu üstüne odaklanan duyusal deneyimlere kadar geniş bir yelpazede yer alan atölye çalışmaları yerli ve yabancı kahve uzmanlarından bilgi alabilmek için güzel bir fırsat oldu.
Pazar günü katıldığım bir atölye çalışması Oğul Türkkan’ın gerçekleştirdiği Nespresso duyusal deneyim atölyesiydi. Kahve de aynı çay ve viskide olduğu gibi “single vs harman” konseptinden şekillenen bir lezzet olduğu için 3 single teruar (tek bölge) ve 3 harman kahve tattığımız atölye çalışması #Viski101 eğitimlerimle büyük benzerlikler gösteriyordu. Kahvede de ülkenin, toplanan çiftliğin, iklimin, hazırlama yöntemlerinin tada olan etkisi viskiye büyük benzerlik göstermesi açısından çok ilgimi çekiyor ve şu anda üstünde çalıştığım #Viski201 / Viski – Kahve Atölyelerinin de konusu. Sevgili Oğul’un enerjik sunumuyla Nespresso’nun Cosi, Colombia, Livanto, Nicaragua, India ve Ristretto kapsüllerini tattığımız ve karakter farklarını tartıştığımız bu atölye benim için de çok faydalı oldu. Sürekli Nespresso tüketmeme rağmen viski tadımlarımızda olduğu gibi 6 kapsülü aynı oturumda tadarak farklarını not etmemiştim. Çekirdek ve ülkelerin kahveye olan etkilerini görmek, tek bölge kahvelerinin harmanların içindeki dengesini incelemek büyük zevk. Geçtiğimiz günlerde Illy’nin master baristası ile Mutfak Sanatları Akademisinde gerçekleştirdiğimiz tadımın hemen üstüne katıldığım bu workshop aşkla bağlı olduğum bir başka içecek olan kahveye olan sevgimi perçinledi.
Bazı takipçilerimin “kapsül kahve kahve değil” gibi önyargılarla yaklaştığını biliyorum. Benim gibi çok yoğun bir tempoda çalışan, dakikalarla yarışan bir insanın tek bir düğmeye basarak her seferinde aynı lezzeti yakalayabileceğini bilmesi çok değerli. Gönül kahveyi alıp istediğimiz incelikte çektirmek, demlemek, uzun uzun uğraşmak istiyor ama bu zamansızlık içinde malesef olası değil ve kapsül kahveleri/makinelerini bu nedenle çağın en büyük buluşlarından biri olarak görüyorum.
Kahve Kokteylleri
Istanbul Coffee Festival’in son yıllarda gelişen kollarından biri de içki eşleşmeleri. Bu festivalde de World Class 2018 Turkey Finalisti bartenderlarının yönettiği Kitchen One atölye çalışmaları, #JoinAndBlend barlarından sunulan J&B kokteylleri festivalin renkli bölümleriydi. 30 ml J&B ile hazırlanan Latte Pazar öğle saatlerinin sıcağında çok güzel bir serinletici oldu.
Kokteyllerin yanısıra bira da festival de yerini almıştı. Yeme İçme İşleri’nin hazırladığı leziz atıştırmalıklarla (viskili pikan cevizi harikaydı) eşleştirilen Frederik ve Tuborg’lar da kafein yüklemesi yaşayan katılımcılara farklı bir lezzet sunmuş oldu.
Bu yazılarım da ilginizi çekebilir: